You've been gone much longer sen gideli uzun zaman olmuştu Than you ever said you had the plan to sonra sen hep yapacağın planların olduğunu söylemiştin I'm just gonna wait 'till you come home ben sadece senin eve gelişini bekleyecektim Though I count the days, buna rağmen günleri saydım they're grey without you sensiz onlar griydiler The weather's much better hava biraz daha iyi when I think about you seni düşündüğüm zaman I'm just gonna wait till you come home ben sadece senin eve gelişini bekleyecektim Empty glasses, burnt out matches boş bardaklar yanmış kibritler Curtains drawn on near-full blackness perdeler karanlıkla doluluğun yanına çekilmişti I'm sleeping through the day gün boyunca uyuyordum You're coming home sen eve geliyorsun To reclaim this heart you owned sahip olduğun bu kalbi geri kazanmak için Lover sevgili Leave me bırak beni Make me burn tutuştur beni You're coming back! sen eve geliyorsun You're coming back! eve geliyorsun I'll wait patiently sabırla bekleyeceğim For your return dönüşün için You're coming back! eve geliyorsun You're coming back! eve geliyorsun I'm clutching at straws olmayacak duaya amin diyorum I'm climbing up the walls duvarlara tırmanıyorum But every time I fall ama her geri düşüşümde Back into my hole çukuruma I'm feeling like a wretch bir zavallı gibi hissediyorum I'm looking for a catch bir fırsat bekliyorum But you're an itch that I can't scratch ama sen söküp atamadığım bir arzusun I know you're coming back biliyorum geri geliyorsun You've been gone so long you're fading gideli uzun zaman olmuştu soluyordun And it takes all the time I ve bu bütün zamanı alıyordu can find just retaining ben sadece alıkoyanı buluyorum Thoughts of things we did yaptığımız şeylerin düşüncesi while you were here sen buradayken But I know you will return my dear ama biliyorum sen döneceksin sevgilim
No much I gained or break, it's those tiny little spots Daily life that makes me forget my wounded heart It doesn't matter when it may rain or it may shine Glowing and reason months come back from time to time No much I gained or break, it's those tiny little spots Daily life that makes me forget my wounded heart It doesn't matter when it may rain or it may shine Glowing and reason months come back from time to time No much I gained or break, it's those tiny little spots Daily life that makes me forget my soggy heart It doesn't matter when it may rain or it may shine For you will always be here stored inside my mind Till I give you all my love [Incomprehensible] Tell you what I'm feeling, though Oh, whoa, oh I can give you a thousand years You'll be here Leave you with a thousand tears Oh, whoa, oh, whoa, whoa, oh, oh Can I be so alone? Can I be so alone? Oh, oh, whoa, oh, oh La la la la la la Hmm hmm
C'est le temps de l'amour, Şimdi aşkın zamanı le temps des copains et de l'aventure. Arkadaşların ve maceranın zamanı Quand le temps va et vient, Zaman gelip geçince on ne pense a rien malgre ses blessures. Yaralarına rağmen hiçbir şeyi düşünmeyiz Car le temps de l'amour Çünkü aşkın zamanı c'est long et c'est court, Uzundur ve kısadır ca dure toujours, on s'en souvient. Hep devam eder,onu hatırlarız On se dit qu' a vingt ans on est le roi du monde, 20 yaşındayken dünyanın kralı olduğumuzu, et qu' éternellement il y aura dans nos yeux Ve sonsuza kadar tüm mavi gökyüzünün gözlerimizde tout le ciel bleu. Olacağını söyleriz kendimize C'est le temps de l'amour, Şimdi aşkın zamanı le temps des copains et de l'aventure. Arkadaşların ve maceranın zamanı Quand le temps va et vient, Zaman gelip geçince on ne pense a rien malgre ses blessures. Yaralarına rağmen hiçbir şeyi düşünmeyiz Car le temps de l'amour Çünkü aşkın zamanı ca vous met au coeur Kalbinize çok miktarda beaucoup de chaleur et de bonheur. Sıcaklık ve mutluluk koyar Un beau jour c'est l'amour et le coeur bat plus vite, Birgün kalp daha hızlı çarpar,işte bu aşktır car la vie suit son cours Çünkü hayat kendi akışını izler et l'on est tout heureux d'etre amoureux. Ve aşık olduğumuz için hepimiz mutlu oluruz C'est le temps de l'amour, Şimdi aşkın zamanı le temps des copains et de l'aventure. Arkadaşların ve maceranın zamanı Quand le temps va et vient, Zaman gelip geçince on ne pense a rien malgre ses blessures. Yaralarına rağmen hiçbir şeyi düşünmeyiz Car le temps de l'amour Çünkü aşkın zamanı c'est long et c'est court, Uzundur ve kısadır ca dure toujours, on s'en souvient. Hep devam eder,onu hatırlarız
Nasılda korkmuştuk seninle Zamansız bir kopuştan Yolunda gider her şey, Aydınlığa dönersen. Bir gün, bir yer, unutulmuştur tüm yüzler, Aklımda kalmış bu sözler, Bizler, karanlıktan korkan bebekler. Uyandık birden bire güzellik uykusundan Sakın kurtulduk sanma geçmişin tortusundan. Bir gün, bir yer, unutulmuştur tüm yüzler, Aklımda kalmış bu sözler, Bizler, karanlıktan korkan bebekler.
bu kentten sen gittikten sonra çok ama çok şey değişti sokaklar değişti, rüzgar değişti belki geç kaldık bu kentten sen gittikten sonra çok ama çok şey değişti ağaçlar değişti, dağlar değişti belki geç kaldık sahibi yok mu bu dönen çarkın dönen dünyanın ahiri yok mu bu durulmadan süren devranın yine geldiler işte, sanki kar yağıyor göçmeyen kuşlara bir yıldız doğuyor türkü söyle yalnızlığa yıldızlar duysun uyansın sen söyle ey istanbul karanlıkta yana yana denizlerin dalgalansın sen dinle ey istanbul ateş ve irade oldun hrant tutuşturdun öbeklenmiş odunu alev oldun yangın oldun... anı oldu gözündeki kıvılcım coşturan gür sesin sen ey hümanist günahkar