Lyrics ve Türkçe Çeviri: I get the blues Moralim bozuluyor I get high Yükseliyorum I'll explode like dynamite Dinamit gibi patlayacağım And I'll cry 'till the dust settles down Ve tozlar duruluncaya kadar haykıracağım I guess I'm hard when I'm soft Sanırım yumuşak olduğum zaman sertim And I'm cold when I'm feeling so hot Ve çok sıcak olduğunu hissettiğimde üşüyorum Sometimes I guess things just happen too fast Bazen galiba olaylar çok hızlı gerçekleşiyor
Forget what I said - forget what I did Söylediğimi unut - yaptığımı unut It's not what I meant - so can you forgive it Demek istediğim bu değil - bu yüzden affedebilir misin Just came out wrong Sadece yanlış anlaşıldı
I'm taking it back Sözümü geri alıyorum Forget what I said Söylediğimi unut But I can love you like hell Ama seni çok fazla sevebilirim Put under my black magic spell Siyah sihirli efsunum altına sokabilirim And I can kiss you like nobody else Ve seni başka kimsenin öpmediği gibi öpebilirim I'll make good of my bads Kötülüklerimi iyiliğe çevireceğim I'll make nice of all that is sad Üzücü olan herşeyden güzel şeyler yapacağım I'll cut off the dead hands of my past Geçmişimin bunaltıcı etkisine son vereceğim
Forget what i said - forget what i did Söylediğimi unut-yaptığımı unut It's not what I meant - so can you forgive Demek istediğim bu değil - bu yüzden affedebilir misin It's just came out wrong – I'm taking it back Sadece yanlış anlaşıldı - Sözümü geri alıyorum Please forget about it Lütfen bunu unut Twitter'dan Takip Et
Kararmış, tahta masamızda bir şişe şarap Gecelerden bir gece, bezginiz Üstelik, adamakıllı sarhoşuz, ellerin ellerimde… İspanyol meyhanesinde bir kadın, çığlık çığlığa şarkı söylüyor Belli yıkılmış bir kadın, hayli çirkin, hayli geçkin, ağlamaklı
Zayıf, incecik elli, incecik elli, kalın dudaklı Sesi bir tokat gibi patlıyor kulaklarımızda Yüzümüz al al oluyor, içimiz hüzün dolu, kahır dolu, Gözlerimiz kanlı
Yeter, yeter… Öleceksek ölelim Haydi vur kendini şaraba, kedere ve aşka vur Daha içelim hey… Daha içelim hey hey…
İspanyol meyhanesinde bir gece Seninle, seninle başbaşayız Üstelik, sarhoşuz adamakıllı, daha içelim, daha içelim… İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü kimse bilmesin Hey garson, bütün hesaplar benden bu gece, sen de iç, sen de iç Kapat kapıları, kapat, kapat, yabancı girmesin İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü kimse bilmesin Ölelim, ölelim artık, bitsin bu delicesine koşu, bitsin bu koşu
Yeter, yeter… Öleceksek ölelim Haydi vur kendini şaraba, kedere ve aşka vur Daha içelim hey… Daha içelim hey hey… Twitter'dan Takip Et
It takes a crane to build a crane Bir vinç yapmak için bir vinç gerek It takes two floors to make a story Bir hikaye yapmak için iki zemin gerek It takes an egg to make a hen Bir tavuk yapmak için yumurta gerek It takes a hen to make an egg Bir yumurta yapmak için bir tavuk There is no end to what I'm saying Benim dediklerimin bir sonu yok It takes a thought to make a word Bir kelime yapmak için bir düşünce gerek And it takes some words to make an action Ve harekete geçmek için bir kaç kelime gerek And it takes some work to make it work Ve işin yürümesi için iş yapmak gerek It takes some good to make it hurt Yaralamak için biraz iyilik gerek It takes some bad for satisfaction Tatmin için biraz kötülük gerek Ah la la la la la la life is wonderful Ah la la la la la la hayat harika Ah la la la la la la life goes full circle Ah la la la la la la hayat tam bir çemberde yürüyor Ah la la la la life is wonderful Ah la la la la hayat harika Ah la la la la la It takes a night to make it dawn Günün ağarması için bir gece gerek And it takes a day to make you yawn brother Ve senin esnemen için kardeşim bir gün gerek And it takes some old to make you young Ve seni genç yapmak için biraz yaşlılık gerek It takes some cold to know the sun Güneşi öğrenmek için biraz soğukluk gerek It takes the one to have the other Bir başkasına sahip olmak için biri gerek And it takes no time to fall in love Ve aşık olmak için zaman gerekmez But it takes you years to know what love is Fakat aşkın ne olduğunu bilmek için seneler gerek And it takes some fears to make you trust Ve senin güvenmen için biraz korku gerek It takes some tears to make it rust Onun paslanması için biraz gözyaşı gerek It takes the rust to have it polished Onu cilalamak için pas gerek Ah la la la la la la life is wonderful Ah la la la la la la hayat harika Ah la la la la la la life goes full circle Ah la la la la la la hayat tam bir çemberde yürüyor Ah la la la la la la life is wonderful Ah la la la la la la hayat harika It takes some silence to make sound Gürültü yapmak için sessizlik gerek And it takes a loss before you found it Ve bir şeyi bulmadan önce kaybetmek gerek And it takes a road to go nowhere Hiç bir yere gidebilmek için bir yol gerek It takes a toll to make you care Senin önemsenmen için bir bedel gerek It takes a hole to make a mountain Bir dağ yapmak için bir delik gerek Ah la la la la la la life is wonderful Ah la la la la la la hayat harika Ah la la la la la la life goes full circle Ah la la la la la la hayat tam bir çemberde yürüyor Ah la la la la la la life is wonderful Ah la la la la la la hayat harika Ah la la la la la life is meaningful Ah la la la la la hayat anlamlı Ah la la la la la life is so full of love Ah la la la la la hayat aşk dolu Twitter'dan Takip Et
Comfortable as I am Olduğum gibi rahat I need your reassurance Rahatlatmana ihtiyacım var And comfortable as you are Ve olduğun gibi rahat You count the days Günleri sayıyorsun But if I wanted silence Ama eğer sessizlik isteseydim I would whisper Fısıldardım And if I wanted loneliness Ve yalnızlık isteseydim I'd choose to go Gitmeyi seçerdim And if I like rejection Ve red edilmekten hoşlansaydım I'd audition Duyma gücüm olurdu And if I didn't love you Ve eğer seni sevmeseydim You would know Bilirdin And why can't you just hold me Ve neden sadece bana sarılmıyorsun And how come it is so hard Ve nasıl bu kadar zor oluyor And do you like to see me broken Ve kırıldığımı görmekten hoşlanıyor musun And why do I still care Ve neden hala umursuyorum Still care Hala umursuyorum You say you see the light now Şimdi ışığı gördüğünü söylüyorsun At the end of this narrow hall Bu dar holün sonunda I wish it didn't matter Keşke sorun olmasaydı I wish I didn't give you all Keşke sana herşeyimi vermeseydim But if I wanted silence Ama eğer sessizlik isteseydim I would whisper Fısıldardım And if I wanted loneliness Ve yalnızlık isteseydim I'd choose to go Gitmeyi seçerdim And if I like rejection Ve red edilmekten hoşlansaydım I'd audition Duyma gücüm olurdu And if I didn't love you Ve eğer seni sevmeseydim You would know Bilirdin And why can't you just hold me Ve neden sadece bana sarılmıyorsun And how come it is so hard Ve nasıl bu kadar zor oluyor And do you like to see me broken Ve kırıldığımı görmekten hoşlanıyor musun And why do I still care Ve neden hala umursuyorum Poor little misunderstood baby Zavallı küçük yanlış anlaşılmış bebek No one likes a sad face Kimse üzgün bir surattan hoşlanmaz But I can't remember life without him Ama onsuz hayatımı hatırlayamıyorum I think I did have good days Sanırım iyi günlerim vardı I think I did have good days Sanırım iyi günlerim vardı And why can't you just hold me Ve neden sadece bana sarılmıyorsun And how come it is so hard Ve nasıl bu kadar zor oluyor And do you like to see me broken Ve kırıldığımı görmekten hoşlanıyor musun And why do I still care Ve neden hala umursuyorum Twitter'dan Takip Et
Ne yaptım biliyor musun Daha çok şarkı söyledim Sigaraya yeniden başladım Alışveriş yaptım gereksiz
Ne yaptım biliyor musun Bol bol seyahat ettim Hatta yalnızlık çektim Pişman oldum, kimseye söylemedim
Yani sustum genelde Bazende gülümsedim nazikçe Dinlemediğim belli olmasın diye
Bitti buraya kadarmış dedim Unuttum bile dedim Avuttum kendimi sözde Ama yinede akıyor gözyaşlarım Islatıyor yastığımı Seni özlediğim gecelerde Twitter'dan Takip Et