seslendirilmiş şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seslendirilmiş şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Temmuz 2013 Pazar

Hakan Gerçek - Üvercinka (Cemal Süreya)




          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şiir Sözü:

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
                                      Afrika dahil

Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
                                       Afrika dahil
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
                                     Afrika dahil

Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna  diziyorlar
Bütün kara parçalarında
                                        Afrika dahil

Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
                                      Afrika hariç değil

Cemal Süreya


                           Anasayfaya Dön/Homepage

16 Temmuz 2013 Salı

Osman Sonant - Palyaço




Şiir Sözleri:

Kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde 
Kaç kilo çekerdi yalnızlık 
Kaç kere ezildim altında 
Yaz yağmurlarının 

Belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları 
Her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk 
Hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize 

Kim sevmezdi çiçekleri filan 
"Ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi 

Bunu palyaço söyledi, 
Palyaço söyledi ben yazdım 
Yazdım, yazmasam ağlayacaktım 

Herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım 
Sırf bu yüzden mi ağladım 
Alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz 

Biraz birazdım her şeyden 
Dün biraz sinirlenmiştim mesela 
Yarın bir kadını seveceğim biraz 
Biraz biraz kör oldum bügünlerde 

Ama rakı kadehlerini boşaltmayın 
Eksilmesin hiçbir şey 
Hiçbir şeyden dahi olsa 
Kalsın biraz 

Umursamıyorum yılgınlığımı filan 
Çünkü sessizce yaşanmalı her şey 
Bir devrim sesszce olmalı mesela 
Ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun 

Bir palyaço neden yalan söylesin ki 
Ben palyaço olsaydım söylemezdim 
Marangoz olsaydım da söylemezdim 
Ben insan olsaydım yalan söylemezdim! 

Hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını 
Kaç kilo çeker ki bir palyaço 
Hem neden yüzüme vuruyorsunuz 
Bir çirkin ördek yavrusu olduğumu 

Gocunmam ki ben, ben gocunmam 
Bir palyaço ne kara gocunmazsa 
O kadar, o kadar gocunmam işte 
Rakı doldurun! eksilmesin 

Bitmedi, yazacağım daha 
Yazmazsam ağlayacağım çünkü 
Alçakça olacak biraz 

Hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik 
Her sokakta biraz daha eksilirdik 
Bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen 
Bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu 
"Duyamadım", derdim, "tekrar et! " 
Sessizliğe bürünürdü o vakit her şey 
Sokaklar daha bir puslu 
Palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu 
Ve ben daha bir alçak olurdum 
Ağlardım biraz 

Hem sen kimsin, çekiştirme diyorum 
Hatta kuyruğuma basma diyorum 
Acıyor, tırmalarım,- 
Diyorum 

Kahrol, kahrol! 
Diyorum 

Geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda 
Korktum birden, kusacak gibi oldum 
"Olur öyle" dedi palyaço, 
"Herkes alçaktır biraz" 
"Otur ulan! " dedim, bağırdım ona 
Ben bazen bağırırım biraz 

"Rakı doldur! " dedim, "eksilmesin! " 
Ben bazen eksilirim biraz 
Aslında hepimiz eksilirmişiz biraz 
Bunu sonradan öğrendim 

Ben aslında her şeyi sonradan öğrendim 
Herkes herkesi sonradan öğrenirmiş 
Bunu da sonradan öğrendim 

Örneğin; 

Geçen gün bir kadınla seviştim 
Biraz değil çok seviştim 

Ya işte öyle palyaço 
Diyorum ki, 
Bunu da yeni öğrendim 
Sevişmek de eksilmekmiş biraz 

Kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan 
"Ben sevmezdim" dedim, "yalan" 
Dedi 
Bunu palyaço söyledi 
Palyaço söyledi, ben yazdım 
Yazmasam, alçak olacaktım 
Hem ben roman da yazdım biraz 

Bazen diyorum ki, palyaço, 
Sen olmasan ben ne yaparım 
Alçakça eksilirim belki biraz 
Her yağmur yağışında yerindi dibine girerim 
Hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki 
Ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi 

Biraz biraz anlıyorum ki, 
Yüzler eller, o terli vücutlar filan 
Her şey plastikmiş biraz 

Haydi sirtaki yapalım palyaço 
Rakı doldur, yine eksildik biraz


Turgut Uyar



                           Anasayfaya Dön/Homepage

14 Temmuz 2013 Pazar

Şükrü Erbaş - Senin Korkuların Benim İnceliğim


          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et 

Şiir Sözleri:

Ayrılık ne biliyor musun? 
Ne araya yolların girmesi, 
Ne kapanan kapılar, 
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi, 
Ne de turna katarı gökte. 

İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! 

İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, 
Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. 
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken, 
Duvarlara dalıp dalıp gitmesi. 
Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. 
Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek
Birden bire büyümesi gülüşü artık yaprak kımıldatmayan bir çocuğun
İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi
Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde
Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. 
Parmaklarını sözüne pınar edememek
Uzaklarda bir adamın üşümesi bir kadın dağlara daldıkça
Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan
Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun.
Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması
Ayrılık, yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme
Yalnızca gölge vermesi ağaçların
İyiliğin küfre dönmesi ayrılık
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. 
Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş
İki adımdan birisi insanın, 
Sevincin kundakçısı, hüznün arması
Süreğen korkusu inceliğin
Ayrılık o küçük ölüm! 
Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. 

Şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını, 
Bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu. 
Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını. 
Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında.... 

Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı. 
Ben bulutları gösterirken, 
“bulmacanın beş harfli yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış, 
“Aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı” 
Türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş, 
Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını bir kenara itip, 
“bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı? ” 
Dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan. 

Ne mi yapacağım bundan sonra? 

Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce. 
Şiir okumayacağım bir süre, 
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. 
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. 
Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım
Arda kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında gençliğimi anımsamak için
Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak sonumu görmeye çalışacağım
Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce solsun diye. 
İçinde ay ışığı, iğde kokusu ve begonvil bulunan tüm resimleri duvarlardan indireceğim 
Mican türküsünü asacağım yerlerine
Falcı kadınlara inanmayacağım artık. 
Trafik polislerine adres sormayacağım, 
Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye
Fesleğenden başka bir çiçek koymayacağım penceremin önüne
Büyük kentlerin varoşlarında çırpınan üç milyon yurtsuza evimi açacağım
Nerde bir kayıp, bir faili meçhul varsa bıraktığı acının yanına resmini asacağım
Şaşırma, yetimi korumak için yeni aşklar bulacağım kendime

Ne yapacağımı sanıyorsun ki? 

Tenin tenime bu kadar sinmişken, 
Ömrüm azala azala önümden akarken önümde, 
Gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken.. 
Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, 

bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.

Şükrü Erbaş

                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Öyle Bir Giderim Ki - Sunay Akın


          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şiir Sözü:

Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam.
Ama evet! Yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama..
Yine de susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında..
Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye ”git” de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen,o kadar değer veririm ki,
her gün yaptıklarına utansın diye…

Ama bir gün öyle bir giderim ki;
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!


Sunay Akın


                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

Okan Bayülgen - Ben Yine Salağı Oynayacağım


          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şarkı Sözü: 

Duracağım burada
Gidişini seyredeceğim
Kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim
Kavgasız olacak, fırtınasız olacak
Saçma sapan olacak
Organlarım birbirine vuracak
Arkandan sessiz bakacağım
Ben yine salağı oynayacağım...


                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

12 Temmuz 2013 Cuma

Etme - Yılmaz Erdoğan (Mevlânâ Celâleddîn-î Belhî Rûmî)




Live/Canlı:

          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şiir Sözü:

Duydum ki
Bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar,
Başka bir dosttan meyil ediyorsun, etme.
Ey ay felek harap olmuş,
Ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harap öyle ziyan ediyorsun, etme.
Ey makamı var ile yokun üstünde olan senVarlık sahasını terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur
Gamdan sen ayında evini de yıkmayı kastediyorsun, etme.
Şekerliğin içinde zehir olsa dokunmaz bize
Sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözün
Güzelliğinin hırsızı ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım
Söz söyleyecek an değil,
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.


Mevlânâ Celâleddîn-î Belhî Rûmî


                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Sevmek Neymiş Bir Gün Anlarsın - Selçuk Yöntem (Ümit Yaşar Oğuzcan)




          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şiir Sözü:

Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
Sevmek neymiş birgün anlarsın

Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek neymiş birgün anlarsın

Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını
Bu igrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Dolar gözlerin için burkulur
Sevmek neymiş birgün anlarsın

Birgün anlarsın sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek neymiş birgün anlarsın

Birgün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

SENİ SEVDİĞİMİ BİRGÜN ANLARSIN


Ümit Yaşar Oğuzcan

                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage