12 Kasım 2013 Salı

Turgut Uyar - Geyikli Gece




          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şarkı Sözü: 

Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta 
Herşey naylondandı o kadar 
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı 
Ama geyikli geceyi bulmadan önce 
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. 

Geyikli geceyi hep bilmelisiniz 
Yeşil ve yabani uzak ormanlarda 
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan 
Hepimizi vakitten kurtaracak 

Bir yandan toprağı sürdük 
Bir yandan kaybolduk 
Gladyatörlerden ve dişlilerden 
Ve büyük şehirlerden 
Gizleyerek yahut dövüşerek 
Geyikli geceyi kurtardık 

Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı 
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk 
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza 
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları 
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk 
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz 
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden 

'Geyikli gecenin arkası ağaç 
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü 
Çatal boynuzlarında soğuk ay ışığı' 
İster istemez aşkları hatırlatır 
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş 
Şimdi de var biliyorum 
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz 
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli... 

Hiçbir şey umurumda değil diyorum 
Aşktan ve umuttan başka 
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı 
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor. 

Biliyorum gemiler götüremez 
Neonlar teoriler ışıtamaz yanını yöresini 
Örneğin manastırda oturur içerdik iki kişi 
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek 
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı 
Koltuk altlarımız gitgide tatlı gelirdi 
Geyikli gecenin karanlığında.. 

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa 
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak 
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri 
Salt yadsımak için sevmiyorduk 
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz 
Ne iyiydik ne kötüydük 
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa 
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı... 

Ama ne varsa geyikli gecede idi 
Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan 
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda 
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında 
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk 
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte 
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız 
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk 
Yahut bir adam bıçaklasak 
Yahut sokaklara tükürsek 
Ama en iyisi çeker giderdik 
Gider geyikli gecede uyurduk 

'Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede 
İmdat ateşleri gibi ürkek telaşlı 
Sultan hançerleri gibi ay ışığında 
Bir yanında üstüste üstüste kayalar 
Öbür yanında ben 
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım 
Domino taşları ve soğuk ikindiler 
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık 
Gölgemiz tortop ayak ucumuzda 
Sevinsek de sonunu biliyoruz 
Borçları kefilleri bonoları unutuyorum 
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada 
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum 
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum 
İyice kurulamıyorum saçlarını 
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum 
'Halbuki geyikli gece ormanda 
Keskin mavi ve hışırtılı 
Geyikli geceye geçiyorum' 

Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.

                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

The Whitlams - No Aphrodisiac


Acoustic:

Live/Canlı:

          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et 

Lyrics:

A letter to you on a cassette
'Cause we don't write anymore
Gotta make it up quickly
There's people asleep on the second floor

There's no aphrodisiac like loneliness
Truth, beauty and a picture of you

You'll be walking your dog in a few hours
I'll be asleep in my brother's house
You're a thousand miles away
With food between your teeth

Come up for summer I've got a place near the beach
There's room for your dog

There's no aphrodisiac like loneliness
Truth, beauty and a picture of you

There's no aphrodisiac like loneliness
Truth, beauty and a picture of you

There's no aphrodisiac like loneliness
Youth, truth, beauty, fame, boredom and a bottle of pills

There's no aphrodisiac like loneliness
You shouldn't leave me alone

There's no aphrodisiac like loneliness
Bare feet like a tom-boy and a crooked smile

Truth, youth, beauty, fame, boredom
Red hair, no hair, innocence
Saturday and a picture of you
A letter to you on a cassette
You shouldn't leave me alone

Forty shaved sexy wants to do it all day
With a gun-totin' trigger-happy tranny named Kinky Renee
Tired teacher twenty-eight seeks regular meetings
For masculine muscular nappy-clad brutal breeding
While his wife rough-wrestles with a puppy all aquiver
On a wine-soaked strobe-lit Asiatic hall of mirrors
And a dash of loneliness

There's no aphrodisiac quite like it
Truth, youth, beauty, fame, boredom
Red hair, no hair, innocence, impunity and a picture of you

I got a video set-up me, love you short time
She pay me suck his finger with some fine wine
And a dash of loneliness

Truth, youth, beauty, fame, boredom
Red hair, no hair, innocence, awkwardness
Impunity, and a picture of you

                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

Grup Abdal - Altın Yüzüğüm






Live/Canlı:

          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şarkı Sözü: 

Altın yüzüğüm kırıldı
Suya düştü su duruldu 
Dediler yarim geliyor 
İnce bellerim kırıldı 
Tel tel tellerine 
Kurban olam dillerine 

Atımın da nalı yoktur
Üzerinde çulu yoktur 
Gölbaşı'nda yolu yoktur 
Git gelemem emmim kızı 
Tel tel tellerine 
Kurban olam dillerine 

Altınlarım n'ol edeyim 
Al hırkamı çul edeyim 
Gölbaşı'nı yol edeyim 
Ben gelemem emmim kızı 
Tel tel tellerine 
Kurban olam dillerine

                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

Loreena Mckennitt - All Souls Night




          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Lyrics ve Türkçe Çeviri:

Bonfires dot the rolling hillsides. 
Figures dance around and around 
to drums that pulse out echoes of darkness; 
moving to the pagan sound. 

şenlik ateşleri yamaçlardan yuvarlanan ateş toplarıyla artıyor 
insanlar etrafında dans ediyorlar 
karanlığın yankıları davul sesleri ile deliniyor 
pagan seslerine kayan... 

Somewhere in a hidden memory 
images float before my eyes 
of fragrant nights of straw and of bonfires, 
dancing till the next sunrise. 

bir yerde; hafızanın gizli bir yerinde 
hayaller yüzüyor gözlerimin önünde 
şenlik ateşlerinin ve samanların kokulu gecesinin 
bir sonraki gün doğumuna dek süren dansların 

I can see the lights in the distance 
trembling in the dark cloak of night. 
Candles and lanterns are dancing, dancing 
a waltz on all souls night. 

karanlığın ortasındaki ışıkları görebiliyorum 
gecenin kara pelerininde titreyen 
mumlar ve fenerler dansediyor, dansediyor 
bir vals bütün ruhların gecesinde... 

Figures of cornstalks bend in the shadows 
held up tall as the flames leap high. 
The Green Knight holds the holly bush 
to mark where the old year passes by. 

buğday yığınlarının ardındakigölgelerde figürler konuşur 
ışığın izin verdiği kadar uzarlar 
yeşil şövalye kutsal çalıyı kaldırır
geçmiş yılların geçtiği yeri işaretlemek için 

I can see the lights in the distance 
trembling in the dark cloak of night. 
Candles and lanterns are dancing, dancing 
a waltz on all souls night. 

karanlığın ortasındaki ışıkları görebiliyorum 
gecenin kara pelerininde titreyen 
mumlar ve fenerler dansediyor, dansediyor 
bir vals bütün ruhların gecesinde... 

Bonfires dot the rolling hillsides. 
Figures dance around and around 
to drums that pulse out echoes of darkness; 
moving to the pagan sound. 

şenlik ateşleri yamaçlardan yuvarlanan ateş toplarıyla artıyor 
insanlar etrafında dans ediyorlar 
karanlığın yankıları davul sesleri ile deliniyor 
pagan seslerine kayan... 

Standing on the bridge that crosses 
the river that goes out to the sea. 
The wind is full of a thousand voices; 
they pass by the bridge and me. 

köprünün üzerinde duruyorum 
denzie kavuşan nehrin üzerindeki 
rüzgar binlerce sesle dolu 
köprüden ve benden geçen.... 

I can see the lights in the distance 
trembling in the dark cloak of night. 
Candles and lanterns are dancing, dancing 
a waltz on all souls night. 

karanlığın ortasındaki ışıkları görebiliyorum 
gecenin kara pelerininde titreyen 
mumlar ve fenerler dansediyor, dansediyor 
bir vals bütün ruhların gecesinde...

                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage

11 Kasım 2013 Pazartesi

Feridun Düzağaç - Unutama Beni




Akustik:

          Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et

Şarkı Sözü: 

Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım
Unutma beni unutama beni
Gözlerinden damlayamayan gözyaşı olayım
Unutma beni unutama beni

Gölgen gibi adım adım
Her solukta benim adım
Ben nasıl ki unutmadım
Sen de unutma beni
Unutama beni

Bitmek bilmez kapkaranlık geceler boyunca
Unutma beni unutama beni
Ayrılığın acısını kalbinde duyunca
Unutma beni, unutama beni

Öpüşürken, Sevişirken
Yapayalnız dolaşırken
Unutmaya çalışırken
Sen de unutma beni
Unutama beni

                                 Twitter'dan Takip Et

                                Facebook'tan Takip Et

                           Anasayfaya Dön/Homepage