26 Eylül 2013 Perşembe
Mustafa Sandal - İki Tas Çorba
Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et
Şarkı Sözü:
Gözlerini kapat ve sen düşün
Benim yerime o dağları
Nasılsa yolu yoktu hayalimde
Bir nehir akardı, hiç durmazdı
Bir küçük ev vardı; tepesinde, eteğinde.
Tahta bir masa vardı; bahçesinde, üzerinde
İki tas çorba vardı; sıcak sıcak içmesende
Kız inanki vallah ben yaşardım hep seninle
Ne bilen, ne gören, ne duyan
Duysa da farketmez inan,
Ha bir an, ha ömür
Sürse de böyle
Ne bilen, ne gören, ne duyan
Duysa da farketmez inan,
Ha bir an, ha ömür
Geçse de böyle
Twitter'dan Takip Et
Facebook'tan Takip Et
Anasayfaya Dön/Homepage
Ahmet Telli - Su Çürüdü
Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et
Şiir Sözü:
Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim.
Yalnızca anahtar deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri.
Yalnızlık hiç de tanrısal değil, görkemli değil.
O yalınzca geçmişle gelecek, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta.
Geçmişi ve geleceği olmayan, ölümle yaşam arasında irinli bir leke yalnızlık denilen.
şimdi ne varsa, anahtar deliğinden sızan havayla ışıkta... ( Farkına varsalar, kapatırlar mıydı onu da?)
Bütün belleğimdekileri yokettim.
Elektrikli bir aygıyla yaktım, jiletle kazıdım.
Çığlıkların aralığından uçurdum hepsini, kuledip savurdum.
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
Zamanı yiyip bitirdi karanlık.
Gece yoktu.
Güneş çoktan kömürleşmiş ve yeryüzü yapışkan bir karanlıkla örtülmüştü.
Yabanıl sesler geliyordu derinlerden ve karanlığı ince bir bıçak gibi yirtiyordu.
Saklayan kırbaç gibi...
Acı duvarını aşan bu sesler, madeni bir gürültüye dönüyor ve yerkabuğunu zorluyordu artik.
Sesim yoktu.
Karanlığın karnında yitirdim sesimi.
Kör bir kuyuda unutulan Yusuf'tum belki.
Ama durmadan soruyorlardı.
Tanrılar bilmiyordu sordukları şeyleri, peygamberler büsbütün hain çıkmıştı.
Ama yine de soruyorlar, soruyorlar, soruyorlar...
İki şeyi bilmek istiyorum.
(Belki aynı şeyi iki kere bilmek istiyordum.)
Duvarların rengi neydi?
Derimin rengi neydi?
Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla,
dilimle dokunuyorum.
Duvarların bir rengi olmalı.
Ama hiçbir duvarcının, hiçbir ressamın bu rengi bildiğini sanmam.
Adı yoktu bu rengin, kimyası yoktu.
Belki renksizliğin rengiydi bu.
Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi...
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
Bir böcek gibi antenlerimi gezdiriyorum bedenimde.
Anahtar deliğinden sızan ölü ışıkta ellerime bakıyorum.
Ellerim...
Sanki bir kadinin memelerini hiç okşamamış, sıcaklığını duymamış.
Ellerim...
Her dizesi çığlık olan şiirleri hiç yaratmamış sanki.
Ne beyaz tenliyim artık, ne esmer, ne de kara...
Cüzzamlının, vebalının bir rengi vardır.
İrinin bir rengi...
Ölunun bile bir rengi vardır ama derimin rengi yoktu.
Belki çürüyen bir kentin rengiydi bu.
Çürüyen bir dünyanın...
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
Killi, ayakları üzerinde duramayan bir yaratıktım artık.
Soyumun neye benzediğini unuttum.
'İnsana benziyorlardı' diye duymuştum bir vakitler.
Demek ki şimdi maymun halkasında insanlık...
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
Ağzımı anahtar deliğine dayayıp havayı emiyorum.
Böcek sokması gibi bir yanma duyuyorum boğazımda.
Oysa kuru bir yaprağı bile dalından düşürecek gibi değil bu esinti.
Belki çöle dönmüş toprağa tek yağmur damlasının düşüşü yalnızca.
Çamur gibi bir yağmur damlası...
Ama toprak, bu damlayla çatlatacak bağrındaki tohumu.
Çöl, bütün vahalarını bu damlayla yeşertecek...
Genzim yanıyor.
İnce bir kan şeridi sızıyor dudaklarımdan.
Kirli, sıcak ve simsiyah...
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
Suyum, bir litrelik karton süt kutusu içinde.
Yetmiş iki gündür sakındığım ve her gün ancak bir kere dudaklarımı değdirdiğim...
Dilimi bir köpek gibi değdirdiğim.
(Dilin suya dokunuşu... Bir süngerin denizi yutuşu yani. Bir çölün seraba kesilmesi bir an için.)
Her gün ancak bir kere değdiriyorum dudaklarımı suya. Dilimi kaçırıyorum artık.
Sünger, bütün vantuzlarını birden uzatmasın diye... Bataklıktaki suyun da bir su yanı vardır.
Çürüyen bir bedenin bile dayanılabilir kokusuna.
Kutuda kalan son bir yudum su, bu bile değildi artık.
Küstü, öldürdü kendini su...
Su çürüdü...
Adımdan gayrısını bilmiyorum...
Twitter'dan Takip Et
Facebook'tan Takip Et
Anasayfaya Dön/Homepage
24 Eylül 2013 Salı
Duman - Ah
Live/Canlı:
Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et
Şarkı Sözü:
Yarışmadı
Yenilmedi
Açık seçik sizle oynamadı
Gerilmedi
Sanılmasın yine basmış onu bulantılar
Yanılmasın öyle dalga geçen
Yabancılar
Ah eğleniyor kendi başına
Ah neşesi yeter
Ah umurunda mı sandın bu dünya
Ah neşesi yeter
Konuşmadı
Hiç duymadı
Açık seçik sizle takılmadı
Daralmadı
Twitter'dan Takip Et
Facebook'tan Takip Et
Anasayfaya Dön/Homepage
Incubus - Drive
Live/Canlı:
Tüm Paylaşımları Twitter'dan ve Facebook'tan Takip Et
Lyrics ve Türkçe Çeviri:
Sometimes i feel the fear of uncertainty stinging clear
Bazen ben korkuyu hissederim,şüpheli iğne temizler
And i can't help but ask myself how much i'll let the fear take the wheel and steer
Ve ben yardım edemem fakat kendime sordum ne kadar korktum ve yönettim
Driven me before, it seems to have a vague
Önce bana sür belirsiz bir şekilde sahip ol
Haunting mass appeal
Sık görün ağır başvur
Lately I am beginning to find that i should be the one behind the wheel
Geçenlerde bulmak için başlıyorum şu tekerleğin arkasında da olmalıyım
Whatever tomorrow brings, be there
Her neyse yarın getir, orada ol
With open arms and open eyes
Aç, silahlandır ve aç gözlerini
Yeah.
Evet.
Whatever tomorrow brings, I will be there, I will be there
Her ne yarın getir , ben orada olacağım , ben orada olacağım
So if I decide to waver my chance to be one of the hive
Böylece eğer şansım sallanmak için kovanın biri olmaksa karar veririm
Will i choose water over wine and hold my own and drive, oh oh
Ben suyu seçecek miyim şarap üzerinde ve kendimi tut ve sür ya! ya!
Sometimes i feel the fear of uncertainty stinging clear
Bazen ben korkuyu hissederim, şüpheli iğne temizler
And i can't help but ask myself how much i'll let the fear take the wheel and steer
Ve ben yardım edemem fakat kendime sordum ne kadar korktum ve yönettim
Driven me before, it seems to have a vague
Önce bana sür belirsiz bir şekilde sahip ol
Haunting mass appeal
Sık görün ağır başvur
Lately I am beginning to find that i should be the one behind the wheel
Geçenlerde bulmak için başlıyorum şu tekerleğin arkasında da olmalıyım
Whatever tomorrow brings,be there
Her neyse yarın getir, orada ol
With open arms and open eyes
Aç, silahlandır ve aç gözlerini
Yeah.
Evet.
Whatever tomorrow brings, I will be there, I will be there
Her ne yarın getir , ben orada olacağım , ben orada olacağım
So if I decide to waver my chance to be one of the hive
Böylece eğer şansım sallanmak için kovanın biri olmaksa karar veririm
Will i choose water over wine and hold my own and drive, oh oh
Ben suyu seçecek miyim şarap üzerinde ve kendimi tut ve sür ya! ya!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)